-
1 yara
ра́на (ж)* * *1) ра́на; ране́ниеyara işlemek — гнои́ться ( о ране)
yara kapanmak — зажива́ть, зарубцева́ться, зараста́ть - о ра́не
açık yara — откры́тая ра́на
ağır yara — тяжёлое ране́ние
bıçak yarası — ножева́я ра́на
gönül yarası — серде́чная ра́на
kanayan yara — кровоточа́щая ра́на
2) дыра́, пробо́ина3) боль, страда́ние; го́реyara açmak — нанести́ ра́ну, ра́нить тж. перен.
yarasını deşmek — береди́ть чьи-л. ра́ны
yaraya şifa vermek — исцеля́ть тж. перен.
yarayı tazelemek — а) береди́ть ра́ну; б) береди́ть ду́шу / серде́чные ра́ны, расстра́ивать тяжёлыми воспомина́ниями
yaraya tuz biber ekmek — ≈ сы́пать соль на ра́ну, растравля́ть душе́вную ра́ну
••yarası olan gocunur — погов. ≈ на во́ре ша́пка гори́т
См. также в других словарях:
yara kapanmak — yara iyi olup geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yara — is. 1) Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik Mendilimi bir çatkı şekline sokarak başıma, yaramın üzerine sardım. R. H. Karay 2) Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapanmak — nsz 1) Kapalı duruma gelmek Son basamağı aştığım zaman, babanın kapısı hızla yüzüme kapandı. Y. Z. Ortaç 2) e Dışarı ile ilişiğini kesmek Rahatça çalışmak istediğim zamanlar buraya kapanırım ve kimse girmesin diye bazen içeriden de kapıyı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaynamak — nsz 1) Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak Su, 100 °C de kaynar. 2) Yiyecek, içecek pişmek, haşlanmak Doktorun sade kaynamış kahvesini söylemesini bekledi ve garson gider gitmez konuştu. T. Buğra 3) … Çağatay Osmanlı Sözlük
et bağlamak — 1) şişmanlamak 2) yara kapanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bütmek — ses kısılmak, alçalmak; borcu veya alacağı gerçekleşmek; yara kapanmak; sona ermek, yok olmak; bir şeye inanmak, ikrar etmek I, 219; II, 294; III, 137, 166. 240 bitmek (nüşvü nema), yaratılmak, doğmak II, 294 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini